25 Eylül 2013 Çarşamba

Rus gemileri Boğaz’dan geçti

Rus Donanmasının, aylardır iç savaşın yaşandığı Suriye için gönderdiği Peresvet ile Admiral Nevelskoi isimli savaş gemileri bu sabah Çanakkale Boğazı’ndan geçiş yaptı. Daha önce de Rus istihbarat gemisi Priazovye, savaş gemileri Minsk ile Novocherkassk ve güdümlü füze destroyeri Smetlivy Boğaz'dan geçmişti.

Sarıgül sonunda itiraf etti

CHP’ye yeniden üye olması yılan hikâyesine dönen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, partiye dönüş için ekim ayını beklediğini söyledi. Sarıgül, “Aldığım duyumlara göre ekim ayı ortalarında bu iş bitecek.

CHP’ye yeniden üye olabilmem için daha önceden partide benimle ilgili alınmış olan bir ihraç kararı var. Bu kararın ortadan kaldırılması gerekiyor. Dolayısıyla bu durum ekim ortalarında veya en geç kasım başında yapılacak Parti Meclisi toplantısında hakkımda verilmiş olan disiplin suçunun kaldırılması sağlanacak.” diye konuştu.

Bir an önce CHP’li olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı olmak istediğini ifade eden Mustafa Sarıgül, Kılıçdaroğlu ve kurmay ekibinin de kendisini partide görmek istediğini belirtti. Şişli’nin artık kendisine dar geldiğini kaydeden Sarıgül, İstanbul’un tamamına hizmet etmek istediğini dile getirdi. Şöyle devam etti: “İnanıyorum ki, CHP gibi büyük bir parti bana bu fırsatı verir. Ben de enerjimi bu yolda yani İstanbullulara hizmet yolunda harcarım. Halkıma hizmet etmeyi çok seviyorum, önümüzdeki günler neler getirir bilinmez. Ama ben bütün bunları düşündüğümde inan uykularım kaçıyor, geceleri uyuyamıyorum. İstanbullu hemşehrilerime hizmet etmek inşallah CHP’de kısmet olur, bu konuda iyi bir haber gelir diye bekliyoruz.

Çarpıcı rapor: 'Türkiye'de biber gazı yasaklanmalı'

İnsan Hakları için Hekimler (Physicians for Human Rights, PHR) Türkiye’de polisin halka ve özellikle hekim ve sağlık personeline karşı biber gazı kullandığını ve kanunsuz şiddet uyguladığını belgeliyor. Raporda “Türkiye’de biber gazının her türlü kullanımı yasaklanmalıdır" görüşüne de yer veriliyor.

İnsan Hakları için Hekimler'in (Physicians for Human Rights, PHR) bugün yayınlanan raporuna göre, Türkiye hükümetinin Haziran ayındaki eylemler sırasında orantısız şiddet uyguladığı, biber gazını geniş kitlelere karşı silah olarak kullandığı ve kasti olarak sağlık kuruluşlarını ve personelini hedef aldığı görüşüne yer veriliyor.

PHR Raporu, İstanbul’daki Gezi Parkı’nın yıkımınını protesto için başlayan eylemlerin uluslararası hukuka aykırı şekilde bastırıldığını belgeliyor. Polisin biber gazı, plastik mermi, tazyikli su, darp ve silah kullanarak uyguladığı şiddet, 8000’den fazla kişinin yaralanmasıyla sonuçlandı. Rapora göre, son olarak, 10 Eylül’de ODTÜ’deki yeşil alanların korunması için Antakya'da yapılan protestolarda bir kişinin daha öldürülmesi şiddetin devamı konusunda endişelerin sürmesine sebep oldu.

'Şiddet orantısızdır ve kabul edilemez'
Raporun yazarlarından PHR’in üst düzey sağlık danışmanı Dr. Vincent İacopino: “Gezi Parkı gösterileri sırasında Türkiyeli yetkililer tarafından hem göstericilere hem de göstericileri tedavi eden sağlık personeline karşı kullanılan gücün biçimi ve şiddeti orantısızdir ve kabul edilemez” tespitini yapıyor ve ekliyor: “Türkiye’de biber gazının her türlü kullanımı yasaklanmalı ve hükümet yetkilileri bu tarz istismarların önlenmesinin garantisini vermelidir.”

“Özgürlük karşıtlığı: Türkiye’de devlet eliyle biber gazının silah olarak kullanılması ve sağlık personeline yönelik saldırılar” raporu, orantısız şiddet kullanımı belgelemektedir. Raporda, polisin biber gazını silah olarak kullanmasına, yakın mesafeden plastik mermi sıkılmasına ve göstericilerin darp edilip tutuklanmasını dikkat çekiliyor. Raporda Türkiye hükümetinin göstericilere karşı orantısız güç kullanımının gayri hukuki bir muamele teşkil ettiği de belirtiliyor.

'20 günde yıllık gaz rezervlerini bitirdiler'
Eylemler sırasında en az beş sivil öldü, 61 protestocu ağır yaralandı ve bu yaralananlar arasında 11 kişi gözünü kaybetti. PHR’in incelediği 169 mağdurun fiziksel ve psikolojik verilerine göre bu mağdurların tümünün biber gazına mağruz kaldığı ve çeşitli hastalık belirtileri gösterdiği tesbit edildi. Bu belirtiler arasında solunum problemleri, alerji ve deri kaşıntıları, işitme kaybı, yüksek tansiyon bulunuyor. Gösterilerin başlangıcından itibaren güvenlik güçlerinin resmi verilere göre 130.000 biber gazı kapsülünü sadece 20 günde kullanarak ülkenin yıllık biber gazı rezervini bitirdiği ifade ediliyor.

Raporda sağlık sistemine yapılan kasıtlı saldırılar detaylı olarak inceleniyor. Bu saldırılar arasında polis tarafından yaralanan göstericilere müdahale eden sağlık personelinin göz altına alınması ve revirlere yapılan saldırılar da bulunuyor. Ayrıca, Sağlık Bakanlığı tarafından Temmuz ayında parlementoya sunulan, acil sağlık hizmetlerinin bazı gereklerini suç kapsamına alan yasa taslağının mevcut yasama yılında kabul edilme ihtimaline değiniliyor.

'Tasarı reddedilmelidir'
PHR’in yönetim kurulu üyesi Dr. Michele Heisler ise “Türkiyeli yetkililer yaralıları tedavi eden doktorları ve revirleri kasıtlı olarak hedef almakla kalmayıp şimdi de bu sağlık hizmetlerini suç unsuruna dönüştürmek için çaba sarfediyorlar” diyerek, şunları ekliyor: “Sağlık Bakanlığı’nın Türk Ceza Kanunu’nu ihlal edecek bu yasa tasarısı sağlık çalışanlarının yaralılara korkusuzca ve tarafsızca sağlık hizmeti sağlayabilmeleri adına reddedilmelidir.”

PHR raporu, 53 mağdur ve görgü tanığı ile İstanbul ve Ankara’da 25 Haziran’dan 2 Temmuz’a kadar yapılan mulakatlara ve Türkiye Tabibler Birliği (TTB) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) gibi organizasyonların yayınladığı raporlara dayanarak hazırlandı.

24 Eylül 2013 Salı

AKP'li başkana ihaleye fesat karıştırmaktan gözaltı

Adapazarı Belediye Başkanı AKP'li Süleyman Dişli ve Belediye başkan yardımcısı Rıdvan Özüm'ün de aralarında bulunduğu 6 kişi ihaleye fesat karıştırmak iddiasıyla göszaltına alındı.

Adapazarı Belediye Başkanı AKP'li Süleyman Dişli ve Belediye Başkan Yardımcısı Rıdvan Özüm'ün de aralarında bulunduğu 6 kişi, 'ihaleye fesat karıştırmak' suçlamasıyla gözaltına alındı.

Gözaltıların, Sakarya Cumhuriyet Savcılığı tarafından bir yıl önce başlatılan 'Sangarius' adlı alışveriş merkezi ve spor kompeksi ihalesi ile ilgili soruşturma kapsamında gerçekleştirildiği belirtildi. Savcılık talimatıyla harekete geçen polis tarafından gözaltına alınan Başkan Süleyman Dişli ve Belediye Başkan Yardımcısı Rıdvan Özüm'ün de aralarında bulunduğu 6 şüphelinin ifadelerinin alındığı bildirildi.

Kaynak: haber.sol.org.tr

Taylan Özgür’ün katili 44 yıldır devlet tarafından saklanıyor

68 kuşağının devrimci önderlerinden Taylan Özgür’ün katledilişinin üzerinden tam 44 yıl geçti. Geçen 44 yılın ardından katilin ismi devlet tarafından bilinmesine rağmen hala açıklanmadı.

(soL - Haber Merkezi) Taylan Özgür, ODTÜ öğrencisiydi. 68 kuşağının devrimci gençlik önderlerinden biri olan Taylan, henüz 21 yaşında, 23 Eylül 1969’da İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Genel Kurulu’na katılmak için geldiği İstanbul’da Beyazıt Meydanı’nda arkadan vurularak katledildi.

44 yıl geçti hala saklıyorlar
Olayın ardından önce bir polis gözaltına alındı, daha sonra serbest bırakıldı. 68’de ilk “faili meçhul” olarak kayıtlarda yerini alan bu cinayetin tetikçisi devlet tarafından bilinmesine rağmen yıllardır açıklanmadı.

Konuya ilişkin görüştüğümüz Taylan Özgür’ün ablası Hale Kıyıcı, “44 yıldır söylendi söylenenler. Vicdanı olmayan üst düzey general çıkıp tek bir açıklama yapmadı. İnkâr ediyorlar. 44 yıl geçti hala saklıyorlar. Üniformasını çıkarttıklarında susuyorlar, ellerinde silah varken konuşuyorlar. Taylan’ı vuran şimdi ya Silivri’de ya da itirafçı oldu dışarıda geziyor” dedi.

Nasrallah: 'Türkiye bir yere varamayacak'

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah Pazartesi akşamı yaptığı açıklamada, örgütün Suriye'den kimyasal silah aldığı iddialarını reddetti ve Türkiye ve diğer Körfez ülkelerine seslenerek, "Askeri zafere inanarak hiçbir yere varamayacaksınız" dedi.

T24 haber sitesinin çevirisine göre, Lübnan'ın Hizbullah Partisi ve örgütünün Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, örgütün Suriye'den kimyasal silah aldığına dair iddiaları "gerçekten gülünç" olarak tanımlayarak, "Dinsel sebepler, kimyasal silahlara sahip olmamızı ve kullanmamızı engelliyor" diye konuştu.

Nasrallah konuşmasında, Suriye'de muhaliflere para ve silah yardımında bulunan Türkiye ve Suudi Arabistan'a da seslenerek, Suriye'de nihai çözümün şiddetle değil, politikayla geleceğini söyledi.

Lübnan'da yayımlanan Al-Akbar Gazetesinin haberinde yer alan seslenişte Nasrallah, "Suudi Arabistan, Türkiye ve diğer Körfez ülkelerine, tutumlarını tekrar gözden geçirmeleri için sesleniyorum. Askeri zafere inanarak hiçbir yere varamayacaksınız. Hizbullah nefretinizi bir kenara koyun ve aklınızla düşünün. Menfaatinizi, bölgenin menfaatini ve hayatta kalabilmesini düşünün" diye konuştu.

Suriye iç savaşında Hizbullah'ın küçük ama önemli bir rol oynadığını belirten Huffington Post örgütün, Suriyeli muhaliflerin elindeki kuzey kentlerine asker gönderdiğini ve Suriye ordusunun şehir savaş taktikleri hakkında eğitilmesine yardım ettiğini yazdı

Kaynak:haber.sol.org.tr